22 Ocak 2013 Salı

VEFA VE DOSTLUK


                                                               MERHABALAR!
         
           Birkaç günden beri müthiş bir hava var Ankara'da, güneşli, pırıl pırıl ....bahardan kalma.....Böyle günlerde ne yazılır, ne söylenir...Çünkü duygular ve duygusallıklar sanki ağır basar. Bence dostluktan....vefadan bahsedelim. Bu çağın insanı daha bir hasret gerçek dosta,  dostluklara..Çünkü her şey biraz daha yapay, suni, hormonlu...çıkar  odaklı.. O nedenle organik dostluklara ihtiyaç var. Katışıksız, doğal, gerçek boyutunda, şişirilmemiş, olduğu gibi, göründüğü gibi, menfaat gütmeden ....

            İnsanın vefalı dosta veya dostlara -bulmak çok zor olduğu için tek de yeter- gereksinimi tüm maddi ihtiyaçlarından daha önemsiz değildir. Düşünün ki sizi çok mutlu eden müjdeli bir haber aldınız. Bunu paylaşmadan durabilir misiniz? Durduğunuzu düşünelim, sevinciniz de durur, ama paylaştığınızda katlanır, kanatlanır, çoğalır, coşar. Dostunuzun tepkisiyle, duyguların harmanlanmasıyla o mutluluk artar da artar...Çünkü insan sosyal bir varlıktır. Doğar doğmaz sarar etrafını sevdikleri...yakınları. O hayata gözünü açar açmaz çevresinde onu sevgiyle , bir o kadar hasretle bekleyenleri vardır.  Hoşamedi  diyenleri vardır.

            Diyelim ki çok üzgünsünüz, sizin derdinizi dert edinen dostlara ne kadar ihtiyaç duyarsınız??? O süreci gerçek dostlarınız olmasa nasıl atlatırsınız ?? Sırtınızı sıvazlayan bir el, sıcak, dostane bir tebessüm ne kadar iç ısıtıcıdır, güven ve huzur vericidir.

            Bu günün insanları bu konuda çok yalnızlar, bu anlamda çok fakirler. Gelişen ve değişen hayat şartları insanları korkunç bir yalnızlığa sürükledi. Hız ve tüketim çağı, ilişkilerimizi de kısa sürede tüketme eğilimini empoze etti. Kullan at mantığı arkadaşlıklara da sirayet etti.

            Evet yıllar öncesinde  yaşlı bir hanımın serzenişini dinlemiştim. "Çocuklarımı büyütürken kalabalık bir aile olmanın verdiği telaş ve koşuşturmayla, kimseye ihtiyaç duymadım ve çocuklarımla uğraşmaktan zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım ama çocuklarım büyüyüp, her biri bir yerlere gidince ve ben yapayalnız kalınca, ne kadar yanlış yaptığımı, herkes kendine dostlar ve dostluklar kurarken benim elimin bomboş kaldığını fark ettim ama artık çok geç..." demişti.

            Akıllı yatırım insana yapılan yatırımdır. Bence dostluklar kurmaya özen gösterelim.
Çevremizle ilişkilerimizde uyumlu olmaya itina edelim. Arkadaşlıklar arasında sevgi ve ilginin devamı büyük oranda birbirlerine karşı gösterecekleri anlayış, hoşgörü, fedakarlık ve vefaya bağlıdır. Emek verilmeden edinilen dostluklar emniyetli ve uzun ömürlü olamaz.

            "Kusursuz dost arayan dostsuz kalır"
            Benim dost diyebildiğim dostlarım var,  ya sizin???

1 yorum:

  1. "Gülü sevmek, dikeni de sevmektir. Gülü seviyorum ama dikeni elime battı der ise insan; gülü sevdim diyemez ki. Her şeyiyle kabul etmek, sevmektir."

    "Benimde bir kaç dostum var. Ama bir tanesi var ki; ben nereye gidersem, o da oraya geliyor. Ben uyurken de, benimle kalıyor. Bir ben var, benden içeri". Ve o benim; değişmeyen, tek gerçek dostum....

    YanıtlaSil