18 Ocak 2013 Cuma

MEHMET ALİ BRAND'IN ARDINDAN


            Merhabalar!

 

            Dün internette dolaşırken Mehmet Ali Brand'ın yoğun bakımda olduğunu okuyunca şaşırttım. Neden bilmiyorum büyük bir üzüntü duydum. Akşam haberlerde de vefat haberini öğrendim. Allah rahmet eylesin.  İnsanların ani vefatları çok yakinen tanımasak da hüzün oluşturuyor .Ölüm insanı mahzun ediyor, insana  faniliğini  hatırlatıyor.

 

            Hani onun  demokrat ve iyi bir gazeteci olduğunu biliyorum .. her ölüm haberi insani şöyle böyle etkiliyor, çünkü ona has ve mahsus değil, "her nefis ölümü tadacaktır"...gerçeği ...

          "Hani nasihat istersen ölüm yeter" denir ya...onun gibi.

 

            "Evet bu cisim ebedi değil, demirden değil, taştan değil ancak et ve kemikten ibaret bir şeydir. Ani olarak senin başına yıkılıyor, altında kalıyorsun. Bildiğimiz dünya bir iken, insanlar adedince dünyaları kapsıyor. Her insanın kendi hayalinde oluşturduğu özel dünyası öldüğü zaman yıkılıyor ve kıyameti kopuyor".

 

            Duygularım beni esir etmeden, neyse ki aklım devreye girdi ve "ölümün yokluk değil,
hiçlik değil, çürümek değil, sönmek değil, ebedi ayrılık hiç değil, bir mekan değişikliği olduğu" gerçeğini,  ölümün görünen ürpertici şeklini güzelliğe çevirdi. Tabii "nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz" hakikatine uygun yaşayarak.


          Mevlana : "herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan" derken ölümü ayrılık değil, kavuşmak olduğuna dikkat çekti.

        



 

 

 

 

           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder