14 Ocak 2013 Pazartesi

BAKIŞ AÇISI


Bugün pazartesi, yeni bir hafta, yeni bir gün, yeni bir başlangıç...Yapabileceğimiz  onlarca güzellikler var... kendimize , insanlığa, topluma .... Hiç bir şey yapamıyorsak da, bir tebessümle  pozitif enerji yayalım dünyaya...

 

            Gazeteleri okurken bir haber düşündürdü beni.. Tekirdağlı Refiye Yılmaz'a milyonda bir görülen Gardner Sendromu nedeniyle, doktorlarının acil ince bağırsak nakli yapılmasının gerektiğini, yoksa hayati tehlikeye gireceğini yazıyordu. Aynı haber televizyonda da vardı. Gencecik bir kız. Onca hastalığına rağmen gülümseyebilen. Umut ediyorum ki duyarlı ve şefkatli halkımız ona yardım elini  uzatacaktır.

 

            Üzülüyoruz böyle haberlere ama yaşadığımız hayatta hiç bir şey tesadüfen meydana gelmiyor. Her olayda ince hesaplar, derin manalar, bizim hemen okuyamadığımız incelikler vardır. Ve bize bakan yönünü  düşünecek olursak, genel olarak hayatın akışı içersinde ufak- tefek aksaklıkları, tümsekleri, suni problemleri ne kadar büyütebiliyoruz. Hatta örümcek ağını andıran önemsiz meselelerle gündemimizi nasıl  meşgul edebiliyor, canımızı sıkıyoruz. Stres, sinir ve öfke vazgeçilmezlerimiz. Hepimiz, ben de dahil  küçük olumsuzlukları bir hayli abartabiliyoruz.

Oysa bizden her zaman her bakımdan maddi-manevi daha zor, daha sıkıntılı dönemler geçiren insanlar var. Olayları değerlendirirken pozitif yaklaşabilmek, başıboş olmadığını idrak etmek, "bu da geçer ya" diyebilmek, sıkıntıyı göğüslemede ve hafifletmede azımsanmayacak  derecede katkısı vardır.  

 

             Kıssadan hisse olabileceğini düşündüğüm bir hikaye:

 

            Padişah daha önce hiç deniz yolculuğu yapmamış bir köle ile aynı gemide yolculuk yapıyordu. Köle korkudan tir tir  titriyor, bir türlü sakinleşemiyor, bağırıp çağırarak herkesi huzursuz ediyor. Padişahın iyice keyfi kaçıyor. Bir adam öne atılarak:

"İzin verirseniz padişahım onu sakinleştireyim".

"Ne yaparsan yap, yeter ki şu adamı sustur", der  adama.

Bağırıp çağıran köleyi tutarak suya atarlar.

"Boğuluyorum, imdaaaat!" diye köle feryat ederek çırpınır.

Köleyi yakalayıp gemiye çıkarırlar. Bir köşeye bırakırlar. Köle artık sessizce oturur.

 Padişah adama niçin öyle yaptığını sorar.

"Gemideki huzur ve güvenin farkında değildi" padişahım. "Suya düşünce değerini anladı".

 

            Sahip olduklarımıza gönülden teşekkür edebilmek dileğiyle...

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder