Bugün pazartesi, yeni bir hafta,
yeni bir gün, yeni bir başlangıç...Yapabileceğimiz onlarca güzellikler var... kendimize , insanlığa,
topluma .... Hiç bir şey yapamıyorsak da, bir tebessümle pozitif enerji yayalım dünyaya...
Gazeteleri
okurken bir haber düşündürdü beni.. Tekirdağlı Refiye Yılmaz'a milyonda bir
görülen Gardner Sendromu nedeniyle, doktorlarının acil ince bağırsak nakli
yapılmasının gerektiğini, yoksa hayati tehlikeye gireceğini yazıyordu. Aynı
haber televizyonda da vardı. Gencecik bir kız. Onca hastalığına rağmen
gülümseyebilen. Umut ediyorum ki duyarlı ve şefkatli halkımız ona yardım elini uzatacaktır.
Üzülüyoruz
böyle haberlere ama yaşadığımız hayatta hiç bir şey tesadüfen meydana gelmiyor.
Her olayda ince hesaplar, derin manalar, bizim hemen okuyamadığımız incelikler
vardır. Ve bize bakan yönünü düşünecek
olursak, genel olarak hayatın akışı içersinde ufak- tefek aksaklıkları,
tümsekleri, suni problemleri ne kadar büyütebiliyoruz. Hatta örümcek ağını
andıran önemsiz meselelerle gündemimizi nasıl meşgul edebiliyor, canımızı sıkıyoruz. Stres,
sinir ve öfke vazgeçilmezlerimiz. Hepimiz, ben de dahil küçük olumsuzlukları bir hayli
abartabiliyoruz.
Oysa bizden her zaman her bakımdan
maddi-manevi daha zor, daha sıkıntılı dönemler geçiren insanlar var. Olayları
değerlendirirken pozitif yaklaşabilmek, başıboş olmadığını idrak etmek,
"bu da geçer ya" diyebilmek, sıkıntıyı göğüslemede ve hafifletmede azımsanmayacak
derecede katkısı vardır.
Kıssadan hisse olabileceğini düşündüğüm bir
hikaye:
Padişah
daha önce hiç deniz yolculuğu yapmamış bir köle ile aynı gemide yolculuk
yapıyordu. Köle korkudan tir tir titriyor, bir türlü sakinleşemiyor, bağırıp
çağırarak herkesi huzursuz ediyor. Padişahın iyice keyfi kaçıyor. Bir adam öne atılarak:
"İzin verirseniz padişahım onu sakinleştireyim".
"Ne yaparsan yap, yeter ki şu adamı sustur", der adama.
Bağırıp çağıran köleyi tutarak suya atarlar.
"Boğuluyorum, imdaaaat!" diye köle feryat ederek
çırpınır.
Köleyi yakalayıp gemiye çıkarırlar. Bir köşeye bırakırlar.
Köle artık sessizce oturur.
Padişah adama niçin
öyle yaptığını sorar.
"Gemideki huzur ve güvenin farkında değildi"
padişahım. "Suya düşünce değerini anladı".
Sahip
olduklarımıza gönülden teşekkür edebilmek dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder