Yıllar önce Amerika'nın Missisipi
Nehri'nde, nehrin bir yakasından ötesine yolcu taşıyarak geçimini sağlayan
yaşlı bir kayıkçı, kayığındaki küreklerden birisine "inanç", diğerine
"çalışmak" yazmış. Sebebi sorulduğunda bu güngörmüş kayıkçı:
"Nehri
karşıdan karşıya geçmek için her iki küreğe de ihtiyaç var. Çalışmaksızın inanç
ve inançsız çalışmak sizi bir dairede döndürür durur. Hayat yoluna tek kürekle
çıkmak da nehri tek kürekle geçmeye çalışmaktan farksızdır. Hiç bir yere
gidemezsiniz" demiş.
Çalışmak
ve inanmak başarının olmazsa olmaz şartlarıdır. Elinden gelen tüm gayreti
gösterdikten sonra, başaracağına gönülden inananın başarma şansı çok
yüksektir.Tarihe başarılarıyla geçmiş insanlara baktığımızda motivasyonu ve
çabalarının çok yüksek olduğunu görürüz.
Eğer
bir insan iç motivasyonla, yani kendi kendini motive edebiliyorsa, harekete geçirebiliyorsa bu insan çok şey
üretebilir ve hayatta pek çok şey başarabilir. Aslında çalışmanın ücreti yapılan
işin içine gizlenmiştir ve peşin olarak ödenmiştir.
Kim olursa olsun öğrenci, görevli, arı, sinek,
böcek çalışmaktan, işini yapmaktan, üretken olmaktan huzur duymuştur.
Organlarımız için de aynı kural geçerlidir. Ahenk içinde işleyen, çalışan vücut
sağlıklıdır, mutludur. Çalışmayan uzuv felç olmuştur. Zor olan kısım pasif olmak , boş durmak hiç bir şey yapmamaktır. "Rahat zahmette;
zahmet rahattadır" sözü ne kadar doğrudur. Nerde bir tembellik varsa orada
sıkıntı ve problem vardır.
Ara
tatil yaklaşırken hiç bir başarının tesadüfen kazanılmadığı, kişiye kendi çaba
ve çalışmasından başka hiç bir şey olmadığı, notları öğretmenin vermediğini,
öğrencilerin aldığını, zaten adaletin de bunu gerektirdiğini düşündüm.
Bir bilge
de şöyle diyor; çaresiz kaldığımda taş ustasını seyrederim. Taş ustası bir taşa
yüz defa vurur, yüz birincide taşı ikiye böler. Gerçekte taşı ikiye bölen son
vuruş değil, önceki vuruşlardır.
Bir Çin
Atasözünde : "Çalışan kazanır, çalışmayan aldanır", der. İyi çalışmalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder