Merhabalar, Hoş geldiniz,
Günler öylesine hızla akıp
gidiyor ki, yetişmek çok güç...Sanki yeni başlamıştı 2012-2013
Eğitim- Öğretim
yılı ki, yarıyıl tatili geliverdi
kapımıza.. Tabii tatil öncesi karne sevinci
olacak. Gerçi sevinç mi üzüntü mü
olacak, o da değişecek evden eve...Ben her zaman başarı ve başarısızlığın
sadece öğrenciye ait olmadığını, bunun çocuk ve ailenin ortak kazanımı olduğunu
düşünürüm. Lise çağındaki bir öğrencinin bile motive edilmeye, desteklenmeye ihtiyacı
varken, ilköğretim çağındaki
çocuklarımızın da zaten derslerinin takip edilmeye, ilgilenilmeye, gerektiğinde
yardımcı olunmaya gereksinimleri
vardır.
Samimi ilgilenilen ve sevilen çocuk başarısız olmaya utanır, sıkılır.
Elinden geleni yapmaya çalışır. Ama herkesin elinden çok başarılı olmak gelmez.
Bütün derslerinden 5 alması beklenemez. Takdir alamayabilir. Bireysel
farklılıkları anlayışla karşılamak gerekir. Ama çabaları , süreci kendince iyi
değerlendirmesi takdir edilmelidir. Sonuca değil sürece bakılmalıdır. Her çocuğun başarısı kendisiyle
kıyaslanmalıdır. Komşu çocuklarıyla değil.
Ne yazık ki günümüzde hala
karne alındığı günlerde, aile korku ve baskısıyla intihar eden çocuklar
basınımızda yer alıyor. Bu ne garip bir tutarsızlıktır ki başarıda; aile, çocuk
ve okul birleşiminin ortak çabası sonuca götürürken, olumsuz faturanın hesabını sadece öğrenciden
bilmek, kolaycılıktan ve suçunu bastırmaktan başka nedir ki? Başarı zaten
sadece okul da kazanılan başarı değil, hayat başarısı da sadece okulda alınan
notlarla elde edilen bir şey değil. Bugün birçok alanda zirveyi yakalamış
insanlar sadece okulda aldıkları notlarla değil azim, sebat
ve istikrarlı çalışmalarıyla ulaşmışlardır.
Başarı bana göre; ahlaken iyi yetişmek, kendi ve çevresiyle
barışık , küçük şeylerle mutlu olabilen, sahip olduklarına teşekkür edebilen, başkalarının
mutluluğuna sevinebilen, yardıma muhtaç olana el uzatmayı erdem değil vazifesi
bilen nesiller yetiştirebilmektir. Ebeveynler için de ulaşılabilecek ama zor
bir başarı, bunun için hepimiz ciddi
emek sarf etmeliyiz ve bu konuda çook düşünmeliyiz. Anne -babalık zor zanaat...
İlerleyen
günlerde nasıl verimli, kaliteli ve
keyifli bir şubat tatili geçirebiliriz çocuklarımızla, bunları
düşünelim... Hoşça kalın..
Yorumlarını sevdim takipteyim benim blogumada beklerim
YanıtlaSilkelebeketkisi39.blogspot.com
Bloguma hoşgeldiniz. Memnun oldum, ben de ziyaretinize gelirim tabii ki.
Sil