6 Ocak 2013 Pazar

DİSİPLİN VE BAŞARI


     

 

            Bill Toomy'nin olimpik dekatlonu kazanma hikayesi oldukça düşündürücüdür. Bill , 1964 yılında yirmi beş yaşındayken olimpiyatların en yorucu oyunu olan dekatlon seçmelerine katılıyor. Seçmeler sonunda ilk üç rakibi olimpiyatlara katılma hakkı kazanırken o, dördüncü olarak eleniyor.

 

 

            Ertesi günü onu sahanın etrafında koşarken görenler: "Mr. Toomey, olimpiyatlara katılma şansınızı nasılsa kaybettiniz  neden çalışıyorsunuz" diyorlar. O şu muhteşem cevabı veriyor:

 

 

            "1968 olimpiyatları için çalışıyorum". Ve bu disiplinli çalışma neticesini veriyor. Bill Toomey 1968 Mexico City Olimpiyatlarında altın madalyayı gururla göğsüne takarak birincilik kürsüsünde haklı yerini  alıyor.

 

            "Başarı merdivenleri, eller cepte çıkılmaz". Çıkılsaydı zaten anlamı da olmazdı. Bir şeyin değeri onu ararken harcadığın emek kadardır. Alın teri, fedakarlık, çekilen meşakkat, çabalar...
.. neticesinde kazandığımızı anlamlı kılar. "Miras değil, alın teri" denilmesi, aradaki farkın
belirtilmesi bu nedenledir.

 

 

 
            Eğer  engeller karşısında  insanlar hemen pes etmiş olsaydı, dağlara tüneller açılmaz, viyadükler inşa edilemezdi. "Birkaç sineğin ısırması, hızlı koşan atı durduramaz". Önemli olan başarıya tam odaklanabilmek. Ölmek var dönmek yok diyebilmek. Hayatın her alanında, hedefe azimle yürümede; sebat, kararlılık,  özsaygı motive edici olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder