18 Şubat 2013 Pazartesi

OLMAZSA OLMAZ

                                                    
                                                                 Merhabalar,


             Beşiğimiz olan dünyayı hissettirmeden, sarsmadan ahenkle yörüngesinde döndüren bir denge olduğu gibi insanın maddi- manevi huzuru yakalaması tamamen dengeli bir hayata sahip olmasına bağlıdır. Yaşamımızın hiç bir alanının dengesizliğe, ölçüsüzlüğe tahammülü yoktur. Var olan her hangi bir problemi düşünebilme imkanı olup dikkatlice sorguladığımızda bir yerlerde dozu iyi ayarlayamadığımızı yani ifrat ve tefritte bulunduğumuzu ve onun sıkıntısını yaşadığımızı fark ediyoruz.

            Mesela çocuk eğitimi; günümüz ebeveynleri kendi çocukluklarında gerekli ilgi ve sevgiyi alamadan büyümenin verdiği eziklik, ukde ve  özlemle,  çocuklarımızın abartılı ilgi, alaka, tutarsız disiplinsiz sevgi, sınırsız özgürlük, özgüven pompalaması ile narsist, şımarık, agresif, problemli çocuklar olmalarına sebep  olduk. Sözüm ona niyetimiz temizdi; bizim yoksunluğunu derinden duyduğumuz eksiklikleri  onlar yaşamasın istedik ama dengeyi tutturamadık, aşırılıklarımızın bedelini ailevi ve toplumsal problemler olarak bulduk.

            Mesela önceki gelinlerin dili var mıydı yok muydu tam anlaşılamadı herhalde ( ki bu da çok yanlış) düşüncelerini ifade etme lüksüne pek sahip olamadı o zamanın hanımları , şimdiki evliliklerde ise diller uzun, sözler ağır, taraflar sabretmesi gereken yerde sabretmesini, durması gereken yerde de durmasını bilmiyor, ufak tefek anlaşmazlıklar çok büyütülüyor ve boşanmalar çığ gibi büyüyor. Yuvayı dişi kuşun yapması da hayal oluyor.  Oysa az sabırlı olanın kendisi çok kazançlı çıkıyor. Karşılıklı sevgi-saygı, anlayış, özveri, yardımlaşma olmadan olmuyor. Ben ben...deyince terazinin ibresi şaşırıyor, biri batıyor, diğeri uçuyor. Dengeyi evliliklerimizde de tutturamamanın sıkıntısını kendi mutsuzluğumuza ilave, problemli çocuklara sahip olarak  zarar ettik.

            Beslenmede de ölçüyü kaçırıp ya obez olduk ya da 0 beden sevdasına kapılıp hayatlarımızı söndürdük. Bir çok hastalığın oluşmasında kendi suistimallerimiz var. Bütün bir ömre yetecek ölçüde  verilen sabır nimetinin dengesiz harcayarak çoğunu küçük problemlerde tüketip bitirdik. İleriye dönük jokerlerimiz kalmadığı için sıkıntı çekme eşiğimiz düştü de düştü hiç bir şeye tahammül edemez olduk.

            Ego hiç bir zaman bu dönemdeki itibarına ulaşmamıştı, çok önem verdik benliğimize, hiç üzülmeyelim dedik, hiç eksiğimiz olmasın istedik, her şeyimiz oldu lakin mutlu olamadık  çünkü manevi olarak hiç beslenemedik, hiç düşünmedik. Ruhumuzu ihmal ederek dengeyi bozduk, fıtrata muhalif  olduk. Ama geç değil, tekrar dengeyi kurabiliriz. Nasıl mı ?  Düşünerek....
              
            Sağlıcakla kalın.
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder