Merhabalar,
Beşiğimiz olan dünyayı
hissettirmeden, sarsmadan ahenkle yörüngesinde döndüren bir denge olduğu gibi
insanın maddi- manevi huzuru yakalaması tamamen dengeli bir hayata sahip
olmasına bağlıdır. Yaşamımızın hiç bir alanının dengesizliğe, ölçüsüzlüğe
tahammülü yoktur. Var olan her hangi bir problemi düşünebilme imkanı olup
dikkatlice sorguladığımızda bir yerlerde dozu iyi ayarlayamadığımızı yani ifrat
ve tefritte bulunduğumuzu ve onun sıkıntısını yaşadığımızı fark ediyoruz.
Mesela
çocuk eğitimi; günümüz ebeveynleri kendi çocukluklarında gerekli ilgi ve
sevgiyi alamadan büyümenin verdiği eziklik, ukde ve özlemle, çocuklarımızın abartılı ilgi, alaka, tutarsız disiplinsiz
sevgi, sınırsız özgürlük, özgüven pompalaması ile narsist, şımarık, agresif,
problemli çocuklar olmalarına sebep
olduk. Sözüm ona niyetimiz temizdi; bizim yoksunluğunu derinden
duyduğumuz eksiklikleri onlar yaşamasın
istedik ama dengeyi tutturamadık, aşırılıklarımızın bedelini ailevi ve
toplumsal problemler olarak bulduk.
Mesela
önceki gelinlerin dili var mıydı yok muydu tam anlaşılamadı herhalde ( ki bu da çok
yanlış) düşüncelerini ifade etme lüksüne pek sahip olamadı o zamanın hanımları
, şimdiki evliliklerde ise diller uzun, sözler ağır, taraflar
sabretmesi gereken yerde sabretmesini, durması gereken yerde de durmasını bilmiyor, ufak tefek anlaşmazlıklar
çok büyütülüyor ve boşanmalar çığ gibi büyüyor. Yuvayı dişi kuşun yapması da
hayal oluyor. Oysa az sabırlı olanın
kendisi çok kazançlı çıkıyor. Karşılıklı sevgi-saygı, anlayış, özveri,
yardımlaşma olmadan olmuyor. Ben ben...deyince terazinin ibresi şaşırıyor, biri
batıyor, diğeri uçuyor. Dengeyi evliliklerimizde de tutturamamanın sıkıntısını kendi
mutsuzluğumuza ilave, problemli çocuklara
sahip olarak zarar ettik.
Beslenmede
de ölçüyü kaçırıp ya obez olduk ya da 0 beden sevdasına kapılıp hayatlarımızı
söndürdük. Bir çok hastalığın oluşmasında kendi suistimallerimiz var. Bütün bir
ömre yetecek ölçüde verilen sabır
nimetinin dengesiz harcayarak çoğunu küçük problemlerde tüketip bitirdik. İleriye
dönük jokerlerimiz kalmadığı için sıkıntı çekme eşiğimiz düştü de düştü hiç bir
şeye tahammül edemez olduk.
Ego
hiç bir zaman bu dönemdeki itibarına ulaşmamıştı, çok önem verdik benliğimize,
hiç üzülmeyelim dedik, hiç eksiğimiz olmasın istedik, her şeyimiz oldu lakin
mutlu olamadık çünkü manevi olarak hiç
beslenemedik, hiç düşünmedik. Ruhumuzu ihmal ederek dengeyi bozduk, fıtrata
muhalif olduk. Ama geç değil, tekrar
dengeyi kurabiliriz. Nasıl mı ?
Düşünerek....
Sağlıcakla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder