"Antika bir eserin demirciler
çarşısındaki kıymeti ancak malzemesi kadardır; antikacılar çarşısında ise,
antika olması itibariyle malzemesinin kat kat üstüne çıkar. Bunun gibi, bir
sanat eserinin, kıymetli ve meşhur bir sanatkara ait bir tablonun maddi kıymeti
ancak malzemesi ölçüsündedir. Asıl kıymeti ise, sanatkarı ve kendinde görünen
sanat nispetindedir ki, bu, onun maddi kıymetini kat kat aşar.
İşte insan İlahi
sanat eserlerinin en seçkinidir. İnsan kainatta var olan bütün güzellikleri ve
daha ötesini kendinde barındırır ( en güzel kokulu çiçekler, güzelliklerinin ve
kokularının farkında bile değildir). Ama insanı böyle görmek, ondaki bu kıymeti
takdir etmek ancak insanı Allah'ın en müstesna sanat eseri olarak görmekle mümkündür.
Bu görme insanın kıymetini kainatın kıymetinin de ötesine taşır. Nasıl yüksek sanat eseri bir tablonun gerçek kıymeti malzemesinde değil, ressamı ve ondaki sanattan dolayıdır, insan da sınırsız güzellik sahibi , eşsiz ve emsalsiz Sanatkar'ın en seçkin sanat eseri olarak, Sanatkar'ına bağlamakla bir değer sahibidir.
İnsanın bu değerini, ondaki bütün güzellikleri ortaya çıkaran inancıdır.
İnkar etme, insan ile Yaratıcısı
arasındaki bağı kopardığı ve kararttığı için insanın kıymetini birden düşürür
ve onu ölümüyle kokuşup, toprakta bakterilere yem olarak yok olup gidecek ve
bir daha da dirilmeyecek bir biyolojik yığın derecesine indirir." Ali
Ünal, Pırlanta Ölçüler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder