3 Mart 2013 Pazar

IŞIĞI YANAN EV

                                                 
                                                       Herkese İyi hafta sonları,


            "Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekardım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi.

           Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti, yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacı anneye sıkılarak:

"Anneciğim sizin buralarda kaçta yatılıyor? dedim.

Hacı anne :

"Evladım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz" dedi.

Merak ettim tekrar sordum:

"Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?"

Hacı anne:

       "Hayır evladım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte yakınlarda ışığı yanan bir ev bulamazlarsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde "ışığı yanan bir ev" bulsun diye bekliyoruz.

Kaynak: İnternet, Prof. Dr. Saffet Solak'ın bir hatırası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder