Her gün diğer günün tekrarı, aynısı, benzeri gibi görünür
gözümüze. Oysa hiç bir gün diğerinin tıpatıp benzeri değildir. Ben dünkü ben
değilim, soluduğum hava dünkü hava değil, duygularım
dünkü duygularım
değil, düşüncelerin de dünkü
düşüncelerim değil. Dünkü vücut hücrelerim de değişti, yerine yenileri geldi.
Bir gün daha eskidi biyolojik yapımız.
Bir gün daha arttı hayat tecrübemiz... Bizim değiştiğimiz ve yenilendiğimiz
gibi yaşadığımız dünyada sürekli tazelenmekte, halden hale girmekte.
İnsan
maddi kalıbı itibariyle hızlı bir değişim göstermiyor, yıllar geçiyor da
insanın yaşadıkları simasına nakşediliyor, bedenine sirayet ediyor. Sürdürdüğü
ve yaşadığı hayatla paralel manalar ve izler oluşuyor çehresinde. Ama duygu, sezgi,
his , heves, arzu, istek, niyet gibi manevi dünyası, dünyanın durmadan döndüğü gibi
her an, her daim renk renk değişip başkalaşabiliyor. Yani insan sabah ayrı,
akşam ayrı... bir ruh dünyasına sahip olabiliyor.
Bu
kadar değişime , gelişime, yenilenme zemininde yaşayan insan, bunlara uygun bir
hayat sürmez, kendini sürekli yenilemez, geliştirmez, olumlu anlamda
değiştirmezse bozulmaya, değersizleşmeye, kıymetten düşüp eskimeye istemese de
maruz kalacaktır. Hayata ve hayat kanunlarına ters düşmemek, durağanlığın
vereceği hasarın önüne geçmek, ruhun,
kalbin de ihtiyacına cevap verecek kalitede kendini geliştirme mecburiyetindedir.
İnsan ruhunu boğan gayesizliktir, boşluktur,
atalettir, tembelliktir. İnsanı şahlandıran, kanatlandıran, canlandıran
hedeftir, amaçtır. Her insanın " kaliteli insan" olma gibi yüce
hedefleri olmalıdır. Ve durmadan dinlenmeden bu gayesi uğruna okumalı,
düşünmeli, çabalamalı, çalışmalı, emek harcamalı. Günümüzün gerektirdiği
donanıma sahip olma yolunda, irade ve azim çok önemli değerlerdir.
Bu
baharda ağaçlar yeniden yeşerecek ve
yeni çiçekler açacak. Geçen baharın
çiçekleri, dalları ve meyveleri değerlendirildi, hazmedildi, istifade edildi.
Bu bahar zihinlerimiz yeni idealler, yeni fikirler, yeni bilgiler, yepyeni
umutlarla yeniden yeşermeli...
Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dün de beraber gitti cancağızım,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Mevlana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder