14 Nisan 2013 Pazar

HİKAYESİ KALDI...

                                               
                                                     Merhabalar Sevgili Dostlar,
          Saat tam 17.00 olmuştu biz Sema hastanesine ulaştığımızda. Bahçede ablam, kardeşim, eniştem bizi bekliyorlardı. Yaklaşık bir yıldan beri benim rahatsızlığım onları da telaşlandırıyor, üzüyordu. Onlar da ameliyat olup rahatlamamı istiyorlardı. Hayırlısı...ile...

            Doktorum Mustafa Gülen Hoca ile aile boyu görüşmeye başlamıştık.

            Mustafa hoca her şeyi eğik bükmeden açık seçik anlatıyordu. Ameliyatta ölüm riskinin de olduğunu hatta neden ölüm olduğunu da anlatıyor anlatıyor "kafanız karıştı mı?" diye soruyordu. Ona "yoook karışmadı " diyordum ama ....böyle mert durabildiğim için de kendime hayret ediyordum, çok kararlı gelmiştim, mecburen dişimi sıkacaktım. Hatta Mustafa Hoca diyordu ki "çok kararlı gelip de çook  kaçıp gidenler oldu" diye. Ben kaçmayacaktım, anne olmak için yıllar önce hastaneye gittiğimde de kendime öyle demiştim." Milyarlarca insan bu deneyimi yaşadı ve başardı sen de başaracaksın ve anne olma payesine erişeceksin. Her şeyin bir bedeli var." Bu durum için de geçerliydi, ben ilk değildim, binlerce insan kalp ameliyatı olmuş benden önce, ne yapabilirdim, nereye kadar kaçabilirdim?

            Gerçekten sağlık çok değerli, çok kıymetli, çok pahalı ama maalesef  pahası riske girince çok iyi anlaşılıyor. Ankara'da yapılan "tee testi" ni de getirmiştik. Anjiyografi yapılacağını, çeşitli tetkiklerden sonra ancak  ameliyat yapılabileceğini öğrenmiştik.

           Doktorum istersek gidip eve (ablama) bir kaç gün dinlenip tekrar gelebileceğimizi yoksa da hemen yatış yapabileceğimizi söylüyordu. Kendimi yorgun ve rahatsız hissediyordum ve bir, bir buçuk saat daha  yol çekmektense bir an önce dinlenmeye çekilmek istiyordum, ve kalmaya karar verdik.

            Görüşme bitmişti ve bana odama kadar eşlik ettiler. Oda  denizin tam karşısındaydı....denizi ne kadar severdim, İstanbul bana ne kadar coşku verirdi her  zaman...ama bugün ne İstanbul, ne deniz ne de çok sevdiğim kardeşlerim coşku değil anlam bile vermiyordu. İnanılmaz bir duygu yoğunluğu yaşadım odaya girince...mertliğim, dikliğim , dirayetim her şeyim buraya kadardı... ilk kez evet ilk kez hastanede "hasta" olarak yatacaktım hem de KVC servisinde. Daha sonraki günlerde hasta olarak hiç yaşıtıma rastlamadım, hep annemin taydaşlarıydı... Olsun çocuk servisinde çocuklar da vardı diğer yerlerde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder