11 Nisan 2013 Perşembe

HER ŞEYDE VARDIR BİR HAYIR

                                                          
                                                                      İyi akşamlar,

          Yaklaşık üç hafta önceydi, çocukları okula göndermiş, okuyacağım şeyleri gözden geçirmiş ve blogumun yazısını hazırlamak üzere koltuğuma kurulmuştum.  "Kendini gerçekleştirme" ile ilgili bir yazı yazıyordum hızlı hızlı... Birden etrafımdaki her şey dönmeye başladı, ne oluyor ne bitiyor derken fenalaşıp kanepeye yığıldım. Kendimi toparladığımda eşimi aradım ve bizim hastane sürecimiz böylece başlamış oldu.

             Fatih üniversitesinde kalbimi daha yakından görüntülemek adına "Tee testi" istendi. Kameralı bir hortum yutturuluyorsunuz. Yutabileceğiniz en tatsız şeylerden biri. Çok lezzetsiz... Neyse netice alabilmek için katlanıyorsunuz, başka seçeneğiniz de yok zaten. Sonuç olarak mitral yetersizliğinin derecesinin arttığını, farklı yerlerden de kaçaklar- sızıntılar olduğunu ve ameliyat zamanının geldiğini söylediler. Evet şikayetlerim demek boşuna değildi, tansiyonum da sürekli düşüyordu. Kendimi hiç mi hiç iyi hissetmiyordum. O nedenle ben üzülmedim sevindim, geçtiğimiz haziran ayından beri beklemedeydim...

            Bu süreçte beni üzen şey hasta olmak değildi; insan et, kemik, kan gibi, bozulup yıpranabilir
maddelerden oluşmuş, taş değil kaya değil, tabii ki sağlık kadar hastalık da normal algılanmalı karşılanmalıydı, zor olsa da kabullenilmeliydi....Ben de bunun da bana kazanımları olur dedim, tesadüfen gelip beni bulmadı, vardır muhakkak bir hayır dedim, teslim oldum ama elimden geleni de yapmaya çalıştım, iyileşmek, şifaya kavuşmak adına...

            Ama beni üzen atıl olmaktı, üretken olamamak, eskisi gibi aktif olamamak bunlar bana çok zor geldi....Haftada altı gün 9.00- 17.00 mesaisinden sonra, sadece kendine dönük yaşamak bana ızdırap verdi.... Buna bir türlü teselli bulamadım....Hayat başkaları için bir şeyler yapabiliyorsan anlamlıymış...Koşturuyorken rahatmış, zahmet de rahmet varmış. O nedenle ameliyat olma zamanımın gelmesi beni umutlandırdı, heyecanlandırdı hemen iyi olmalıyım, ve kaldığım yerden yola revan olmalıyım ....diye sevindim. Nasıl olsa Allah bana yardım edecekti başka türlü zaten ben başaramazdım, dayandığım kaynağım sağlamdı...Bu umut ve düşüncelerle yola çıktım...

      Neyse geçtiğimiz Haziran ayında bu sıkıntılar baş gösterdiğinde "kalp kapağı onarımı" ameliyatını Sema Hastanesinde deneyimli ve başarılı bir ekibin yaptığını öğrenmiştim. Doktorum hazırdı, tanışmıştık geçen yıl. Pazartesi günü yola çıktık ama ben pek de iyi değildim, akşam 17.00'e randevu almıştık.....

      Bana geçmiş olsun dileklerini ileten siz değerli okurlara da gönül dolusu teşekkürler.

      Devam etmek ümidiyle...Sağlıklı kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder